BİR ZAMANLAR NİZİP’TE -1-

BİR ZAMANLAR NİZİP’TE -1-

BİR ZAMANLAR NİZİP’TE -1-


Kadim bir şehrin üzerinde yaşıyoruz hepimiz. Belki farkındayız; belki de değiliz. Anadolu hakkında asırlardır “Kadim Topraklar” denir dillerden dillere. Asırlar boyu yaşadığımız toprakların birçok medeniyete yaptığı ev sahipliği nedeniyle bu şekilde anılıyor bu güzide topraklar.
İlk medeniyetlerin bir yuvası da yaşadığımız şu topraklar; Fırat ve Dicle arası...
Yani Mezopotamya Medeniyeti…
Tarihin aktardığı veriler burada nice medeniyetlerin gelip geçtiğine dair. Güzel ve şirin ilçemiz Nizip de Bereketli Hilal dediğimiz bu coğrafyanın bir parçası. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçemizin altında yatan binlerce yıllık medeniyetleri bir bilsek keşke…
Fırat’ın Derinliklerinde Kalan Sessiz Şehir: Zeugma
İlk olarak değinmeden geçemeyeceğim; dünyada eşsiz medeniyetlerin başında gelen bir şehir: Zeugma.
Fırat nehrinin her iki yakasında kurulmuş bu antik şehir, kökleri Fırat’ın derinliklerinde yatan esrarengiz bir kent. Yaklaşık yirmi bin dönümlük alana kurulmuş bu şehir, tarihin her döneminde önemini korumuştur. O dönem tahmin edilen rakamlara göre seksen bin civarında olan nüfusuyla dünyadaki en büyük kentler arasında yer almıştır. Büyük İskender İmparatorluğu’nun önemli komutanlarından Selefkos’un kurduğu bu şehir ilk zamanlarda Selefkos Efrades (Fırat’ın Silifkesi) adıyla anıldı. MÖ. 1. Yüzyılda Roma hakimiyetine giren kent, köprü, geçit anlamına gelen Zeugma olarak anılmaya başladı.
 Nizip'in Saklı Cenneti Erenköy
Ülkemizin gündeme gelmeyen nice eşsiz güzellikleri var. Bunlardan birisi de Erenköy. Baraj altında kalan köyün kalan tek yapısı ise su üzerinde asılı kalan minaresi.
Bir zamanlar orduların yemyeşil bahçelerinde soluklandığı, buz gibi pınarlarıyla yürekleri soğutan Fırat’ın kenarında eşsiz güzelliklerle dolu bir köy Erenköy.
Bir zamanlar ezanların yükseldiği köyün minaresi Birecik Barajı’nın Fırat Nehri’nin suları yükseltmesi nedeniyle  günümüzde köyün simgesi haline geldi.
Bu eşsiz doğa güzelliğine sahip çıkmak ve gerçek hak ettiği değeri vermek bizim elimizde. Her şeyi bir kenara bırakıp köyün güzelliğini ortaya çıkarmak için gerekli çevre ve yol düzenlemeleri yapılarak Erenköy cazibe merkezine dönüştürülebilir. Biz elimizdeki değerleri kaybetmeden kıymetini bilmeliyiz. Bu nedenle Erenköy’e toplumun her kesimin sahip çıkması gerekir. Bir başka şehirde böylesi bir yer olsa boy boy fotoğrafları çekilip gazetelerde, dergilerde, internette, sosyal ağlarda sıklıkla yer alırdı. Biz ise böyle eşsiz bir güzelliği kendi kaderine terk ediyoruz. 
Bu devran böyle gitmeyecek. 
Erenköy sahipsiz değildir, asla da olmayacak. Bu eşsiz doğal güzelliğe sahip çıkmak için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. 
Erenköy demek Türkiye demek. Elinde gerekli gücü bulunan tüm yetkililer bu konuya hassas davranmalı ve gerekli yetkiyi kullanmalıdır. 
Son bir buçuk yıldır ensemizde olan salgın süreciyle birlikte gördük ki insanlar doğaya dönüş yapıyor. 
Eğer biz bu doğa güzelliğine sahip çıkmazsak torunlarımız nereye dönüş yapacak?
 Devamı haftaya…