ÜRETİM KRİZİ BAŞLADI

ÜRETİM KRİZİ BAŞLADI

ÜRETİM KRİZİ BAŞLADI

Türk Lirasının tüm para birimleri karşısında aşırı değer kaybı yaşamasının ardından maliyet hesabı çıkaramayan üretim tesisleri üretimi azaltarak çalışıyorlar. Hammadde fiyatlarının döviz kuru ile alındığı imalat sektöründe günlük fiyatlar değişince üretici maliyet hesabını yapamayınca üretimde aksaklıklar meydana geliyor. Hatta bazı üreticilerin ürettikleri ürünleri piyasaya sürmedikleri, bu yüzden perakende satışlarında bazı raflarda ürün olmağı gözleniyor. Otomotiv, konut, demir-çelik, çimento, gıda sektörlerinde bu olayların sık sık yaşandığı ifade ediliyor.  Her ne kadar üretimde sıkıntı yok açıklamaları yapıldıysa da ürün bulmada problemler yaşandığı gözleniyor. Yüksek kur baskısı ile başlayan pahalılıktan sonra ürün bulamama endişesi vatandaşları daha da tedirgin etmeye başladı. Vatandaşlar ürün bulamayız endişesiyle evlerine 2-3 aylık gıda stoğu yaptığı, marketlerin bu yüzden birçok üründe bir adet sınırı getirdiği gözlemlendi. Esnaf sattığı malı geri alamadığı için, vatandaş aldığı ürünün pahalılığından şikayet ediyor. Çarşı-pazarda halinden memnun kimse görülmüyor. Herkes Allah beterinden korusun diyor ama işçi, emekli, memur, öğrenci, esnaf, işletmeci herkes alım gücünün azlığından dolayı şikayetçi…

Umutlar Bitmesin

Pandemiyle birlikte başlayan küresel krizden en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Birçok ülke krizi atlatmayı başardı ancak ülkemizdeki kriz pandemi öncesi başladığı için krizin boyutu her geçen gün derinleşmeye devam ediyor. 84 milyon yurttaşımızın umutları tükeniyor. Ülke nüfusu olarak 84 milyonuz, bunun 20 milyona yakını 17 yaş altındaki çocuk ve gençlerden oluşturuyor. Geriye kalan 64 milyon nüfusun içerisinde 4-5 milyon kişinin şartları iyi diye 59-60 milyon kişiyi kulak arkası yapamayız. Bu ülkede 7 milyona yakın kişi asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Yine bu ülkede 10 milyondan fazla emekli yaşamakta ve bu emeklilerin 8 milyona yakınının aldığı ücret geçinmesine yetmiyor. 

İnsanlar Mutsuz

Esnafı geziyoruz mutsuz, emeklinin yanında oturuyoruz mutsuz, işçinin yanına gidiyoruz mutsuz, memurun halini soruyoruz mutsuz, işletmeciye gidiyoruz mutsuz, öğrencilerin yanına gidiyoruz mutsuz, peki bu kadar mutsuz bir tabloyu oluşturmaya kimsenin hakkı var mı?
Ekonomik olarak bir çöküntü içerisinde olan ülkemizde vatandaşlarımızın psikolojileri de bozulmuş durumda. Son iki aydır güne zamsız fiyatlarla giremiyoruz. Toplum olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz  ve ülke ekonomisini bu hale getirenler bu milletten özür dilemeli ve bu işlerin düzelmesi için mücadele etmelidir. Yöneticilerin kürsüden atıp-tutmayla, bir imzayla bu işlerin olmadığını bilmesi gerekir. 
Rabbim yurttaşlarımızın yardımcısı olsun.