Tut Bizi Ey Oruç!

Tut Bizi Ey Oruç!

Ramazanı yarıladık çok şükür. Kazasız belasız geçiyor. Bu şekilde geçmesini de Allah’tan ümit ediyorum.

İki yıl salgının etkisiyle ramazan ayını coşkuyla yaşayamamıştık. Mukabeleler olmadı, teravihler cemaatle kılınmadı, iftar çadırları kurulmadı, ramazan etkinlikleri yapılmadı. Ama nihayet salgının etkisi günden güne azalınca bu yıl kaldığımız yerden coşkuyla yaşamaya devam ettik.

Nihayet camilerimizde mukabeleler okunuyor, teravihler cemaatle kılınıyor.

Kıymet bilmek lazım…

İki yıl boyunca hasret kaldık bugünlere.

Rabbim bir daha hasret bırakmaya…

Mevsim bahar olunca oruç tutmakta da zorlanmıyoruz haliyle. Temmuz, Ağustos aylarında geçirdiğimiz ramazanları düşününce hele ki…

Hissedilen hava sıcaklığının 45 ile 50 derece arasında değiştiği yaz mevsiminde tuttuğumuz oruçlardan sonra bahar mevsiminde havanın ne soğuk ne de sıcak olduğu günlerin henüz tamamen uzamadığı bugünlerde tutulan oruç elbette bizlere daha kolay geliyor.

Her ramazan ayında aklıma hep şu düşünce geliyor: bizlere oruç farz kılındı; tutuyoruz. Pekâlâ, oruç bizleri tutuyor mu?

Önce şunu sormamız lazım kendimize: oruç bizlere neden farz kılındı?

Oruç, Allah’ın bütün insanlığa (buraya dikkat etmek gerekir) farz kıldığı bir ibadettir. Geçmişteki bütün topluluklara da farz kılınmıştır oruç tutmak. Sadece İslamiyet ile gelmemiştir yani. Geçmişten bu yana bütün kavimlerde oruç farz kılındı. Bakara Suresi 183. Ayette “Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” Buyrulmuştur bu hususta.

İnsanı yani nefsi en iyi terbiye eden yöntem bedeni aç ve susuz bırakmaktır. İnsan, aç ve susuz kalınca aciz olduğunu anlar. Aç ve susuz kalınca çaresizliği anlar. Böylelikle aciz ve çaresiz olarak çare sahibini; Yaratanına daha layık bir kul olur.

Orucun amacı bizi sadece aç ve susuz bırakmak değil, bizi doğru bir insan yapmaktır.

İşte orucun bizi tutması da tam anlamıyla budur.

Birbirimize karşı sevgi ve saygının gittikçe azaldığı hatta yok olma derecesine geldiği bugünlerde farz olan orucumuzu tutalım ve orucun bizi tutması için de elimizden gelen gayreti gösterelim.

Ramazan aylarında daha fazla artan kavga, gürültü, tartışma ve şiddet olaylarını bu minvalde düşünüp en düşük seviyeye getirelim. “Zaten oruçluyum.” Diyerek bir insanın kalbini kırmamaya çalışalım.

Ramazan, sabır ayı, rahmet ayı ve bereket ayı.

Rahmeti, bereketi ve mağfiretiyle en güzel şekilde değerlendirelim.

Oruçlarımızı tutalım; eğer tutamıyorsak da oruçlu insanlara saygıyı eksik etmeyelim.

İki yıldır hasret kaldığımız mukabele ve teravihlere mümkün oldukça katılmaya özen gösterelim.

Ramazan ayının bereketi hepimizin üzerine ola…