Modern Çağın İhtiyaç Duygulan Mesleği İnsanlıktır
Çağa ayak uyduralım deyip özünden terke düşenler yüzünden ne hallerdeyiz.
Bunca acının içinde,
Arsız kahkahalar,
Vurdumduymaz tavırlar,
Ego savaşları çok korkunç.
Yüreğimiz hep firari düşüncelerin eşiğinde;
Kaç yüreğim kaç!
Asrın insanı sahteliği eşya
yapmış bedenine,
aldanma kaç!
vefa iğrenç ağızlarda sakız olmuş,
yalan moda olmuş,
inanma kaç!
gözlerin rengine kanma,
dillerdeki süsü sadakât sanma,
aldırış etme kaç!
Ama nereye kadar ve nasıl bir çözüm getirebilir ki kaçmak.
Aynı gemideyiz kimimiz depo bölümünde bir işçi kimimiz restoran kısmında bir beyfendi yada hanımefendi,
Oysa ben güvertelerde hep birlikte hep bir ağızdan insanız diyebilmeyi istiyorum.
Sınıflandırılmak ne aşağılayıcı bir kompleks değil mi?
Adalet; insanın vicdanından tarafsız çıkan karardır,
Aksine düşünen herkesin verdiği cevap zarardır.
Hayatı doğrusuyla yaşamak ilkemiz olmalı.
Paylaşılması en basit olan bir hayat değil mi?
Ve iyilik tohumları ekildiķçe,
Kâinata uygun bir biçimde hareket edildikçe yaşam insanlara herşeyin daha rasyonelini sunmaz mı?
Mantığın ortak dilinden hepimiz adına evet diyorum.
Bizler insanlığa iyi gelecek faaliyetlerin girişimcileri olmalıyız, gururdan, kibirden uzaklaştıkça hoşgörü dünyasının mimarileri olacağız ve bu ne güzel bir menfaat anlayışıdır.
Yazımı dünya derdinin yoğun telaşında aklımın mutluluğa çağrısı olarak kabul ettiğim, sevmekle anlamını bulur ancak yaşamak deyip dileğimi açık ettiğim şu dizelerle sonlandırmak istiyorum.
"Bir elin sesinden iki elin sesine denk düşen hiçbir şey yoktur,
İnsan ancak bir insanla mümkündür,
İnsan, insanın gün ışığıdır,
Bir benlik kaç benliği içine hapsedebilirde kendini mükemmelliğe kabul ettirebilir?
İnsanın gururdan teşviki bazı pişmanlıklar içine düşer,
Ve çıkışına yine bir eli tutmakla kavuşur,
Sevmek bütün iyiliklerin mayasıdır"