Ekonomi-Virüs-İşsizlik

Ekonomi-Virüs-İşsizlik

Ülkemizin en büyük sorunları 2020 yılında olduğu gibi 2021 yılında da ekonomi-virüs-işsizlik olarak devam ediyor. 2018 yılında yaşanan papaz meselesinden dolayı ülkemizdeki ekonomik kriz etkilerini devam ettiriyor. 2019 yılında döviz kurundaki düzelmeyle piyasaların canlanmaya başladığı dönemde bu defada koranavirüs nedeniyle daha da derinleşmesine sebep oldu. Ülkenin gelirleri dengesiz harcandığından dolayı tam bir ekonomik krizle baş başa kalmak zorunda kalındı. 2020 yılında kapatılan işyerleri nedeniyle işsizler ordusuna yenileri eklendi. İşletmelerin işyerlerinde üretimlerini askıya almaları veya bazı esnafların pandemi nedeniyle kapatılmasıyla bir anda kısa çalışma ödeneği ile ayakta durmaya çalışan yeni bir kitlenin oluşmasına sebep oldu. Özellikle 2020 Nisan ayında düşük faizle yurttaşlarımızın çoğunluğu borçlandırıldı.

Peki bu borçlanma ekonomiyi nasıl etkiledi?

Konut, otomotiv, altın, döviz başta olmak üzere birçok ürün haddinden fazla değerlendi. Kira ödeyeceğime kredi çekip ev sahibi olurum, düşük model araca bineceğime kredi çekip konforlu araca binerim, uygun kredi çekip döviz ve altın alıp para kazanırım hesabı yapanların bir tek düşünmediği bu işin haram olduğu ve kimseye faydası olmayacağını göz önüne almamasıydı. 2020 tüm dünya için zorlu geçti ve halen geçmeye devam ediyor. Benim en büyük kaygım 2021’e girdik ama inşallah 2020’yi aramayız. Virüsten dolayı birçok işletme halen kapalı ve ekonomik olarak çökmüş durumdalar. 2020 yılında ekonomi-virüs-işsizlikle zor dönem yaşadık ve maalesef 2021’de de yaşamaya devam ediyoruz. 2021 yılının bir zorluğu da işlerin düzensiz gittiği bir yılda 2020 yılında çekilen kredilerin ödenmesi gibi bir zorluk daha göstermektedir. Çektiği kredileri çalışıp kazanıp öderim mantığıyla yürütenler maalesef 2021 yılında bu kredileri ödemekle zorlanacaklar ve icrayla baş başa kalabilecekler.

Ekonominin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte yanlış kişilere teslim edilmesi de ekonomik krizin en büyük nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş dönemlerde yapılan kazanımlar bir anda buharlaştı ve ekonomik krizle baş başa kalındı. Özellikle dışa bağımlı olan ülkemizin bir an önce ağır sanayiye önem vererek üretim alanında başarı sağlayabilirse hem ekonomide düzelmeler başlar, hem de işsizlik en alt seviyelere kadar iner. (Ağar sanayi olarak özellikle otomotiv sektörü için motor üretimi düşünülebilinir.)