Bir Zamanlar Nizip’te -2-

Bir Zamanlar Nizip’te -2-

Bir Zamanlar Nizip’te -2-


Geçtiğimiz hafta yaşadığımız güzide ilçenin geçmişine dair bir yazı kaleme almıştım. Elbette bir köşeye sığmayacak kadar geniş bir tarihe sahip coğrafyada yaşıyoruz. Bundan dolayı geçen hafta ele alamadığım bazı kesitleri de bugün burada paylaşmak istiyorum.
11. Yüzyıl Öncesi
Bizans’ın hüküm sürdüğü bu topraklar 780 yılında Abbasilerin yönetimine geçti. İslamiyet, ilk Abbasilerle birlikte bu topraklarda var oldu. Sonrasında ise 925-1013 yılları arasında Arap Şii bir devlet olan Handanilerin eline geçti. Bundan sonraki süreçte yine Bizans’ın hakimiyeti altına girdi.
Türklerin Hakimiyeti Başlıyor
Türkler, bu topraklarda 11. Yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdü. 1098'de Edez Kontlugu çevreyi egemenliği altına almış, 1150 yılında ise Selçukluların hakimiyeti altına girmiştir Nizip. Bir dönem Fatımilerin egemenliği altında olan bu topraklar, Haçlı Seferlerinden sonra Haçlı Kontluğu idaresine girmiştir.  Bu dönemde Nizip o kadar büyük bir kentmiş ki, Antep’in de Nizip’e bağlı bir kaza olduğu biliniyor.
1187 yılında Eyyubiler tarafından topraklarına katılmıştır. Uzun bir süre Eyyubi toprağı olan Nizip, 1516 yılında Mercidabık Savaşı’ndan sonra Padişah Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Toprağına katıldı.
Nizip Savaşı
14 Mayıs 1833 tarihinde Mısır valisi Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Padişahı II.Mahmut arasında yapılan Kütahya Antlaşması’ndan iki taraf da hoşnut değildi. II Mahmud, Mehmet Ali Paşa’ya verilen Suriye, Adana, Girit ve Cidde gibi zengin eyaletleri geri almak istiyordu. Mehmet Ali Paşa da elde ettiği kazancı az buluyordu. Mısır’ın ödemesi gereken vergi de anlaşmazlık konusuydu. Diğer taraftan İngiltere, Suriye ve Mısır ticaretini kendisine kapayan Mehmet Ali Paşa’nın Doğu Akdeniz’de kuvvetli bir devlet kurmasını istemiyordu. Fransa ise Mehmet Ali Paşa’ya Mısırdaki ıslahat hareketlerine yardım ettiği için, Mısır’da önemli bir yer edinmişti. Bu nedenle İngiltere de Osmanlı Devleti’ni, Mehmet Ali Paşa ile savaşmaya kışkırtıyordu.
1834’te Lübnan’da Mehmet Ali Paşa’ya karşı bir ayaklanma çıkınca ve Fırat dolaylarındaki Dürziler de Osmanlılara karşı baş kaldırınca Osmanlı Devleti bunu fırsat sayarak Suriye ve Lübnan’daki Mısır egemenliğine son vermek istedi. Hafız Mehmet Paşa’nın komutasında Urfa’ya bir ordu gönderildi. Osmanlı ordusunda başta Moltke olmak üzere dört tane Prusyalı kurmay subay vardı. Bu sırada 40.000 kişilik Mısır ordusu Halep’te bulunuyordu. İki ordu sayı bakımından birbirine yakındı. Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın yönetiminde olan Mısır ordusu, Osmanlı ordusuna saldırma emri alarak Nizip'teki ovaya geldi. Bu sırada Osmanlı ordusunun durumu daha iyi idi. İbrahim Paşa, kendi kuvvetlerini Osmanlıların kanatlarını kuşatacak biçimde düzenledi, sonunda Mısır ordusu saldırıya geçerek Osmanlı ordusunu dört saat içerisinde ağır bir yenilgiye uğrattı. Böylece İbrahim Paşa’ya Anadolu kapıları açılmış oldu. Osmanlı Devleti bu zor durumdan, İngiltere, Avusturya, Rusya ve Prusya gibi büyük devletlerin müdahalesi ile kurtulabildi.
Nizip’te Bulunan Bizans Kalıntıları
İlçemize bağlı Sekilli, Uluyatır, Aşağı Çardak, Erenköy, Gümüşgün mahallelerinde günümüze ulaşan birçok Bizans dönemine ait yapılar bulunduğunu da buradan belirtmek istiyorum. İlçemiz merkezinde bulunan Fevkani Kilisesi’nin de Hristiyanlık tarihi kadar eski olduğu gerçeğini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Tarihin bizzat içinde olan ilçemizin geçmişinden kısa kesitleri bu iki hafta boyunca sizlere aktarmak istedim. Daha gün yüzüne çıkmamış birçok medeniyetin kalıntılarının üzerinde yaşadğımızı yeniden belirtmek istiyorum. 
Saygılarımla…