DİYANET İŞLERİ BAŞKANIMIZ PROF. DR. ALİ ERBAŞ GAZİANTEP’TE DİN GÖREVLİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

DİYANET İŞLERİ BAŞKANIMIZ PROF. DR. ALİ ERBAŞ GAZİANTEP’TE DİN GÖREVLİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

DİYANET İŞLERİ BAŞKANIMIZ PROF. DR. ALİ ERBAŞ GAZİANTEP’TE DİN GÖREVLİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Gaziantep’in milli mücadelenin sembol şehirlerinden biri olduğunu ifade ederek, “Hamdolsun her şehrimizde bir peygamberin kokusu, bir sahabinin ayak izleri, bir Allah dostunun hikmeti, hak ve hakikat peşinden koşan nice örnek insanların hikâyeleri var. Her şehrimizde tarihimizin ve kültürümüzün hazineleri var. İşte Gaziantep. Milli mücadelede kahramanlık destanları yazan bir şehrimiz” dedi.

Başkan Erbaş, Anadolu’nun insanlığın vicdanı, huzuru, umudu olmuş medeniyetlere ev sahipliği yapan bir coğrafya olduğunu belirterek, “Bu coğrafyanın tarihinin, hafızasının, medeniyetinin, huzurunun, hikayesinin, sanatının, şiirinin özünde, mayasında İslam var. İslam’ı dışarda tuttuğumuzda bu coğrafyada hikmet, merhamet, birlik, kardeşlik, estetik adına elimizde hiçbir şey kalmayacaktır. Başta inanç olmak üzere, dil, kültür, coğrafya, tarih, milleti millet yapan, ayakta tutan, geleceğe taşıyan asli değerlerdir” diye konuştu.

İnancını kaybeden milletlerin varlığını da kaybettiklerine işaret eden Başkan Erbaş, “Kültürünü kaybedenler kimliğini de kaybediyor; tarihini kaybedenler hafızasını da, coğrafyasını da kaybediyor. Dünyanın çeşitli bölgelerine baktığımız zaman bunu görürüz” ifadelerini kullandı.

“Kur’an ve sünnet yolundan asla uzak kalmayacağız”

Başkan Erbaş, İslam medeniyetinin iki büyük ölçüsü olduğunu vurgulayarak, “Birincisi vahyin karanlıktan aydınlığa çıkaran ışığıdır, Kuran-ı Kerim’dir. İkincisi kutlu Peygamberin üstün örnekliği, sünneti seniyyesidir. Kur’an ve sünnet yolundan asla uzak kalmayacağız. Hepimize düşen, bu iki ölçüyü kuşanmak ve bu topraklardan yedi kıtaya yeniden ilim, hikmet, sevgi ve muhabbet taşımaktır” şeklinde konuştu.

“Bugün bölgemizin, İslam coğrafyasının ve bütün yeryüzünün çok ciddi sorunları var” diyen Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

“Dünyamız, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Bölgemizde yaşananları görüyorsunuz. Etnik kavgalar, mezhepsel gerginlikler, terör, taşeron örgütler, zorba iktidarlar ve bu sarmalın içinde yorgun düşmüş, çaresiz, yoksul, acı ve gözyaşı içinde yaşayan insanlar. Ümmet olarak Müslümanların ciddi sıkıntıları olduğunu yaşayarak görüyoruz. Dünya küçüldü, evlerimizin içinde ekranlarda görüyoruz. Dünya insanının büyük bir kısmı kendini huzur ve güven içinde görmüyor ve geleceğe umutla bakamıyor. İster bireysel, ister bölgesel, ister küresel olsun yaşanan bütün sorunları ancak İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı üstün ahlakı ve bakışıyla çözebiliriz. Emperyalistlerden bu coğrafyaya iyilik beklemek bir aldanıştır. Ne zaman iyilik getirdiler ki, şimdi de getirsinler.”

“Hakikatin sorumluluğunu yüklenmiş gönül insanlarısınız”

Ülkemizde ve bütün dünyada bilgi ve hikmetle donanmış, vazifesinin ve sorumluluklarının idrakinde din görevlilerine her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Başkan Erbaş, “Bu şuur ve azimle İslam’a ve insanlığa hizmet için çalışmak, büyük bir nimet ve onurlu bir görevdir. Zira görev yaptığımız mihraplar, minberler, kürsüler Peygamber makamıdır. İnsanlara anlattıklarımız ise, Allah’ın kitabı ve Resulünün sünnetidir. Sizler, Peygamber mirasını omuzlamış, hakikatin sorumluluğunu yüklenmiş, gönül insanlarısınız”

“Bizim önceliğimiz, inancımızdır ve insanlığın huzurudur”

Başkan Erbaş, din görevlileri olarak önceliklerinin Allah’a, milletimize ve insanlığa karşı sorumlulukları olduğunun altını çizerek, “Bizim önceliğimiz, inancımızdır, kulluğumuzdur, insanlığın huzurudur. Adaletin, merhametin, güzel ahlakın yaygınlaşmasıdır. Bu şuur ve gaye; çalışmalarımızı, kazancımızı, hayatımızı bereketli kılar” ifadelerini kullandı.

Din görevlisinin taşıdığı sorumluluğun önemine ve büyüklüğüne dikkat çeken Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Derdimiz, insanlığın derdidir. Bugün mahallemizde, şehrimizde, bölgemizde, ülkemizde Rabbini ve Peygamberini tanımadığı için yolunu ve huzuru bulamayan tek kişi varsa kendimizi bundan sorumlu hissetmeliyiz. Bizim bir mümin olarak erdem ve güzel ahlakın yaygınlaşması ve yeryüzünün imarı için çalışmak, iman ve kulluk görevimizdir. Aynı zamanda toplumu din konusunda aydınlatmak gayesiyle doğru bilgi ve yöntemle din hizmeti sunmak, yasal sorumluluğumuzdur.”

“Müslümanlar olarak, bilgiyi insanlığın faydasına kullanmak zorundayız”

Başkan Erbaş, bugün dünyanın bilgi ile kurduğu yanlış ilişkinin bedelini ödediğini ifade ederek, “Batı, bilgiyi önemsedi ama ahlakı öteleyerek bilgiyi insanlığın felaketine kullanıyor. Biz Müslümanlar olarak bilgiyi insanlığın faydasına kullanmak zorundayız. İslam dünyası, bilgiyi ihmal etmenin bedelini ödüyor. Bizler, bilginin önemini idrak edememenin sancısını yaşıyoruz” dedi.

Din görevlisinin iki alanda mutlaka bilgi sahibi olması gerektiğini vurgulayan Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“Birincisi, özellikle hizmet ettiğimiz bölgeyi, mahalleyi, görev yerimizi ve muhatap kitlemizi bütün özellikleriyle tanımak ve ona göre rehberlik yapmak zorundayız. İkincisi, yaşadığımız dünyanın, ümmetin ve coğrafyamızın sorunları ve çözüm yolları konusunda doğru, gerçekçi ve kullanılabilir bilgi üretmek ve o bilgiyle hayata rehberlik etmek durumundayız. Bunun için, seçici ve doğru okumalar yapmalısınız. Başkanlığımızın açıklamalarını, raporlarını, Din İşleri Yüksek Kurulumuzu mütalaalarını takip etmek zorundayız.”

Programda, görev süresi dolduğu için emekliye ayrılan Gaziantep İl Müftümüz Ahmet Çelik ise veda konuşması yaparak, personelinden helallik istedi.

Programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç ile İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, bölgede ve Nizip İlçe Müftülüğümüzde görev yapan din görevlileri katıldı.