Biz neyin kavgasını yapıyoruz

Biz neyin kavgasını yapıyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak ’ANA’ ile saat 19.00’da İstanbul’a geldi. Kocaeli’den gelen Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda kendisini bekleyen coşkulu kalabalık tarafından karşılandı. 

ANA uçağından eşi Emine Erdoğan’la inen Başbakan Erdoğan’ı Atatürk Havalimanı apronunda önce 100-150 kişilik partili karşıladı. Apronda korumalarının yardımıyla ilerleyen Başbakan Erdoğan daha sonra VİP Salonu’na geçti. Buradan da parti otobüsüne geçen Erdoğan kendisini bekleyen yaklaşık 10-15 bin kişiye konuştu. Partililerin sevgi gösterisine karşı Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan gözyaşlarını tutamadı. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Ak Parti’den istifa eden Erdoğan Bayraktar’a partililer, ’Satılmış Bayraktar’ diyerek tepki gösterdiler. Cep telefonlarının ışıklarıyla karşılama yapan partililer ilginç görüntüler oluşturdu. Beraberinde bir çok bakanla binlerce partiliye konuşan Erdoğan için olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Atatürk Havalimanı VİP Salonu çevresinde yüzlerce polis görev yaptı. Bu arada Dış Hatlar Terminali pencerelerinden yabancı yolcular Başbakan Erdoğan’ı görmek için bekledi. 



BİZ DAMDAN DÜŞEREK GELMEDİK 

Partililere hitaben bir konuşma yapan yolsuzluk iddialarıyla başlatılan operasyon hakkında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bir şeye bakacağız. Bizler bir meşrebi, bir micazı, bir oluşumu istismar edenlere sözümüz var. Asla oraya gönül verenlere bizim sözümüz olamaz. Türkiye farklı bir dönemi yaşıyor. Bir değişimi, dönüşümü yaşıyor. 11 yıldır bizden böyle bir sıçramayı beklemeyenler, oyunları bozulunca maalesef çok farklı yöntemlere başvurdular. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Ama ulusal bazda ne yazık ki bu işin taşeronları vardır. Biz isterdik ki aynı istikamete yönelen insanlar birbirini vurmasın. Biz el ele vermeye mecburuz, omuz omuza vermeye mecburuz. Zira biz neyin kavgasını yapıyoruz. Bizim tek mücadelemiz var. Önce insan, sonra devlet. Biz bunu başardık. Devleti önceleyen değil, insanı önceleyen bir anlayışı getirdik. İşte bu anlayışla İstanbul burada olağanüstü bir buluşmayı gerçekleştirdi. Ben size çok teşekkür ediyorum. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Dikkat edin. Adını yolsuzluk operasyonu koydular. Kardeşlerim, bunun adını böyle koyanlar, yolsuzluğun içinde olanların ta kendileridir. Zira geçmişte nelerin olduğunu bittiğini bilenlerden biriyim. Biz damdan düşerek gelmedik, atamayla gelmedik" dedi.



GİZLİLİK DİYOR BASINA SIZDIRIYOR 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı dün yaptığı açıklamalarının manidar bulduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Egemenlik yargının değildir, egemenlik yürütmenin de değildir. Egemenlik milletindir milletin. Fakat egemenliği milletin elinden alıp, egemenlik yetkisini kullanmak bana aittir diyen yargı da bunun hesabını vermelidir. Bu millete gönül veren, hizmetkar olan insanlar kalkıp da derme çatma iddialarla tutuklanıyorsa burada bir bit yeniği var. Şimdi ne diyorlar; konuşamayacaksın diyorlar. Silivri’nin kapısına gidenlere bunu söyleyemiyordunuz. Dün İstanbul Başsavcısı’nın yaptığı açıklama manidardır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı suçüstü yapmıştır. Başsavcı dosyayı istiyor, gizlilik olduğu gerekçesiyle dosyayı vermiyor, basına sızdırıyor." 



KARDEŞİM BEN KONUŞUYORUM 

Konuşmasında yargıyı sert bir şekilde eleştiren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yargı diyor ki; savcılar, hakimler, onlar herhangi bir eleştiriye tabi tutulamaz. Ne demek o Sen gizlilik kaydı olan evrakı medyaya sızdıracaksın, dosyayı başsavcıya vermeyeceksin. Ondan sonra aman bunlar konuşulmaz. kardeşim, ben konuşuyorum. Ve bu savcı kalkıp İstanbul Adliyesi’nin önünde, üniversite yıllarımızdaki marjinal militanlar gibi basın bildirisi dağıtabiliyorsa ben konuşuyorum. Siz bugüne kadar böyle bir savcı gördünüz mü Ne demek gizlilik kaydı" 



100 MİLYAR DOLAR DEVLET ZARARA UĞRATILMIŞ, İSPATLA 

Yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak yapılması planlanan ikinci operasyon hakkında da konuşan Erdoğan, "Biz insanın suçluluğu tespit edilmediği sürece siz bir insana suçlu damgası vuramazsınız. Basına veriyorsunuz, basın da bu insanları hemen damgalıyor. 100 milyar dolar devlet zarar uğratılmış. Ya sen ya hesap bilmiyorsun ya da bu dünyadan haberin yok. Savcı iddiasını ispatla mükelleftir. O zaman bu iddianızı ispat edeceksiniz. Etmezseniz müfterisiniz. Çünkü bu iktidar bugüne kadar tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedi, yedirtmedi. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bunlar çaldıkları veya çalmaya hazırlandıkları minarenin kılıfını hazırlıyorlar. Bunlarda her yol mübah. Bunlar ailelerin mahremiyetine girecek kadar ahlaktan yoksun" dedi. 



PARTİNDEN KOVULAN ADAMI ADAY GÖSTERİYORSUN 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert bir dille eleştiren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ana muhalefetin genel müdürü SGK’nın genel müdürü iken Rahşan affıyla yolsuzluktan yırttı. Ayrıca Sayın Baykal’ı sen bir kasetle götürdün. Eğer o kaset olmasaydı sen şu an CHP’nin genel başkanı olmayacaktın. Ayrıca Sayın Baykal’ın ihraç ettiği, yolsuzluk klasörü önünde boy boy resimler verdiğin kişiyi İstanbul’a aday yapıyorsun. Yolsuzlukları sebebiyle partisinden kovulan adamı tekrar içeri alacak kadar karnı geniş. Ben şimdi sizden bir şey istiyorum. Şurada 90 günümüz var. 30 Mart yeni bir milattır. Yeni Türkiye’yi kurmaya, inşa etmeye yeni bir milattır. Buna hazır mıyız Kapı kapı dolaşarak bildiklerimizi anlatmaya hazır mıyız" 



DERSHANELERE GİTMEYİN ÇAĞRISI 

Fetullah Gülen’in açıklamalarına atıfta bulunan Başbakan Erdoğan, "Biz birilerinin konuştuğu gibi konuşmayacağız. Yumuşak dil ile konuşacağız. Beddualarla konuşmayacağız. Çünkü bir Müslüman bir Müslüman’a beddua edemez. Biz bu tuzaklara da gelmeyeceğiz. Bedduaya lanet, duaya evet, duaya davet. Buna bakacağız. Gezi’de ülkeye çok şey kaybettirdiler. Şimdi de bununla ülkeye çok şey kaybettiriyorlar. Faizin, borsanın, dövizin durumu ortada. Bunun hesabını nasıl verecekler. Dershaneler diye bir olay tutturdular, olayı bu noktaya getirdiler. Bu olay dershaneler sürecinin bir devamıdır. Ben Ak Parti’ye gönül verenlere sesleniyorum. Siz de gelin ’Devletin okulları bize yeter, biz başka bir şey istemiyoruz’ deyin. Tavrınızı koyun" dedi. 



BİZE İHANET EDENİ KAPININ ÖNÜNE KOYARIZ 

Ak Parti’den istifa eden bakan ve milletvekillerine yönelik açıklamalarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu ana kadar bizimle görev yapan eski arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Onlar ne derse desin bu davada beraber bir yerlere geldik. Bizimle bu yola çıkıp ta kusura bakmasınlar yolculuk esnasında bize ihanet edenlere de hala beraber yürüyelim demeyiz. Onları da kapının kenarına koyarız. Çünkü millet siz partimize ihanet edin diye oyları vermedi. Partinin bir iç disiplini vardı, bakanlıktan ayrılana kadar her şey cici güzel, bakanlıktan ayrıldıktan sonra bakıyorsun ben filanca bakanı beğenmedim. Senin böyle bir yetki mi var Ya önce haddini bil" diyerek sözlerini tamamladı. (DHA)