RAMAZANIN GELİŞİNE SEVİNMEK

RAMAZANIN GELİŞİNE SEVİNMEK

RAMAZANIN GELİŞİNE SEVİNMEK

Hz. Peygamber (s.a.v) Ramazan ayının gelişine sevinmiş ve ashabını müjdelemişler. Sahabeler de bu ayın girişiyle sevinmiş ve birbirlerini müjdelemişler. Zira Ramazan’ın gelişine sevinmek imandandır. Çünkü mü’minin kalbi iman ve ibadetle huzur ve neşe bulur, mutlu olur. Bunun için vakitleri fırsat bilir. Bir avcı maharetinde ibadet vakitlerini gözetir. Gözettiği fırsatlardan birisi de ramazan vakitleridir. Ramazan, her samimi kulun özlemidir… Evet bu güzel aya kavuştuğumuz için sevinçliyiz. Nasıl sevinmez ki Müslüman?
Ramazan Kur’an ayıdır. Kerem ve bağış ayıdır. Şeref ve itibar ayıdır. İnsana şeref, onur, yücelik kazandıran aydır. Ayların sultanıdır. Rahmet ve mağfiret ayıdır. Cehennemden kurtuluş ayıdır.
Öyle bir ay ki, gecesi ayrı bereketli, gündüzü başka bir bereketli, ibadeti bereketli, zikri bereketli, sevabı bereketli, selamı bereketli, duası bereketli, iftarı ve sahuru bereketli… Bereketin bol olduğu bir aydır. Bu ayın gelişine sevinmek Müslüman’ın vasfıdır. Gelince de bu ayda hayır ve hasenatla ahretine azık hazırlamak en önemli görevidir. Bağışlanmadan, bağışlanmak için gayret etmeden bu imkânı elinden kaçıran büyük bir mahrumiyet yaşamış demektir. Bu ayda rahmet, yağmur damlaları gibi üzerimize yağar. Rahmet yağmurundan kaçan kişi talihsizdir. Bu rahmet yağmuru, kişinin gönlünü temizler, kalbini onarır, aklını nurlandırır, hayatını bahar çiçekleriyle donatır. İnsan kendisini bundan nasıl mahrum eder? Ekmekten, sudan, havadan daha çok muhtaç olduğumuz rahmetten kim kendisini mahrum bırakmak ister?
İşte rahmet ayı geldi. Ramazan geldi. Sevinçliyiz.
Ramazanın gelişine kimler sevinmez? İnsanla, kıyamete kadar sürecek bir düşmanlık besleyen şeytan sevinmez. Güzel ahlaka, erdemli hayata kinli olan bedbahtlar sevinmez. Topluma ahlaksızlığın, haya ve ahlak dışı davranışların yayılmasını isteyen, fıtrat düşmanı münafıklar sevinmez. Müstehcenliğin, çıplaklığın, evlilik dışı cinsel ilişkilerin, amel-i kavm-i Lut’un, fert, aile ve toplumu ifsad eden çirkinliklerin ardına düşenler sevinmez…
Ancak ramazan her kese, tüm âlemlere rahmet olarak gelir.
Ramazan, yarı yolda kalanları yolun sonuna ulaştırmak için gelir. Yol üzerinde bulunanları teşvik etmek için gelir. Yoldan çıkmış olanlara istikamet çizmek için gelir. Yolda kaybedilenleri tedarik etmek için gelir. Yolda kirlenenleri arındırmak için gelir. Yola çıkmamaya nefsini, şeytanı, çevresini bahane kılanları harekete geçirmek için gelir. Yolda samimi olanlara müjdeler vermek için gelir.
Müslüman ramazana kavuştuğuna sevinir. Ramazan kadın erkek, genç yaşlı, büyük küçük, yedisinden yetmişine her Müslümanlar için bir neşedir, ibadetler için coşkudur, iftar ve infak için heyecandır, cami, kardeşlik, birlik ve beraberlik için kültürdür, nesilden nesile taşınan medeniyettir, öncekilerle sonrakiler arasındaki iletişimdir. Fani dünyanın, ahrete açılan reyyan kapısıdır.
Allah Rasulü, Ramazana kavuşan bir kimse ile, kavuşamadan bu fani âlemden baki âleme göçenin farkını bize ne güzel izah ederler:
Hz. Talha b. Ubeydullah anlatıyor: Beraber Müslüman olmuş iki adam Allah Rasulü’ne geldiler. Onlardan biri ibadet hususunda diğer arkadaşından daha çalışkandı. İbadetlere düşkün olanı bir savaşta şehit oldu. Diğer arkadaşıysa bir yıl sonra vefat etti. Onun vefatından sonra bir rüya gördüm. Kendimi cennetin kapısında gördüm. Vefat eden iki arkadaş da oradaydı. Cennetten biri çıktı ve ikinci vefat edeni cennete girmesi için çağırdı. Sonra şehit olanı girmesi için çağırdı. Bana döndü ve senin henüz zamanın gelmedi dedi. Talha bu rüyayı insanlara anlattı. İnsanlar çok şaşırdı (Şehid’in cennete arkadaşından sonra girmesine şaşırdılar) ve rüyayı Allah Rasulü’ne sordular.
“Neden şaşırdınız?”
“İbadet konusunda daha çalışkan olan ve sonrasında şehit olan cennete arkadaşından sonra girmiş!
“Cennete ilk giren, arkadaşından bir sene sonra vefat etmedi mi?” “Evet” dediler. “Ramazan’ı idrak edip orucunu tutmadı mı?” “Evet” dediler. “Bu sürede Allah’a secde etmedi mi?” “Evet” dediler.
“İkisinin arasındaki fark yer ile gök arasındaki fark kadardır.” (Ahmed, Müsned, III, 21 (1403); İbni Mace, Rüya, 11.)
Allah’ım! Bizleri, ailelerimiz, evlatlarımızı, sevdiklerimizi bu ayın rahmet ve hayrından mahrum bırakma! Aramıza hayır, iyilik, cömertlik, kardeşlik, sevgi ve selamı yayanları yardımından mahrum bırakma! İstikametimizi bozacak davranışlardan, eylemlerden, söz ve fiillerden bizleri koru!